Hadis ve Hadis Usulü / Mbsts, Dhbt ve Görevde Yükselme Kitapları (Mbstskitap.Com Yayınları)

 

Bugün          
Bizi Takip Edin!   
 
 SİSTEM İSTATİSTİKLERİ
Bugün Dün Toplam
0
3
16.677

 

Hadis ve Hadis Usulü

 

HADİS ve HADİS USÜLÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER.

 

     MBSTS ve DHBT’de kaynak olarak verilen eserleri inceleyerek bu iki kitabımızı hazırladık. MBSTS ve DHBT ‘ye girecek siz kardeÅŸlerimiz; bu kitapta verilen bilgileri ve soruları hiçbirini atlamayarak soruya dönüÅŸtürdük konuyu anlattık. BaÅŸarı elinizin altında artık meydan sizin.

 

ÖRNEK METİN.

 

ÂYETLERDE SÜNNETİN DİNDEKİ YERİ

 

     â–ºHz. Muhammed’i(s.a.v.) takip etmek ve onun sünnetine uymak pratik anlamda dini yaÅŸayabilmek ve Kur’ân’ı anlamak için vazgeçilmez bir ön ÅŸart olmasının yanı sıra bizzat Allah, Resûlullah’ın(s.a.v.) rehberliÄŸini emretmiÅŸ onun örnek alınması gerektiÄŸini bildirmiÅŸtir. Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Peygamber’e ve onun sünnetine uyulması gerektiÄŸine dair birçok âyet bulunmaktadır. Bu âyetler genel olarak;

 

a)Allah Resûlü’nün Kur’ân’ı açıkladığını belirten âyetler,

b)Hz. Peygamber’e itaat etmenin zorunlu olduÄŸunu söyleyen âyetler,

c)Hz. Peygamber’i örnek almayı emreden âyetler,

d)Allah’ın Resûlü’ne helâl ve haram kılma yetkisi verdiÄŸini belirten âyetler ÅŸeklinde dört grupta incelenebilir.

 

BELİRLİ KONULARLA İLGİLİ ÇALIÅžMALAR

 

     ►İlk dönemlerde “kitâbü’l-îmân”, “kitâbü’l-ilm”, “kitâbü’z-zühd ve’r-rekâik” gibi belirli konularla ilgili müstakil hadis kitapları telif edilmiÅŸ,bu ilmî gelenek İslâm tarihi boyunca devam etmiÅŸtir. V. ve VI. asırlardan sonra da özellikle ahlâk, fedâil, terÄŸîb ve terhîb konuları, halk dilinde hadis diye dolaÅŸan sözler ve uydurma hadislerle ilgili hacimli müstakil eserler telif edilmiÅŸtir. Bu eserler temel hadis kaynaklarını esas alan ve kendi dönemlerinin ihtiyaçlarını dikkate alarak yazılan kitaplardır.

     â–ºBunlar arasında Münzirî’nin(ö. 656/1258)et-TerÄŸîb ve’t-terhîb’i ile Nevevî’nin Riyâzü’s-sâlihîn’i özellikle ahlâkî eÄŸitim amacıyla vaazlarda en çok istifade edilen eserlerdir:

 

1-et-TerÄŸîb ve’t-terhîb 

 

     â–ºTerÄŸîb;‘’iyiliÄŸe teÅŸvik’’, terhîb ise ‘’kötülükten sakındırmak’’demektir. Münzirî et-TerÄŸîb ve’t-terhîb isimli eserinde iyiliÄŸe teÅŸvik eden kötülüklerden sakındıran hadisleri bir araya getirmiÅŸtir. Müellif her konunun, terÄŸîb/teÅŸvik ve terhîb/uyarı yönlerini dile getiren hadisleri iki grupta toplamak suretiyle önce terÄŸîb sonra terhîbi ilgilendiren hadisleri vermiÅŸtir.

 

     â–ºTerÄŸîb ve’t-terhîb’de bulunan hadislerin derlendiÄŸi eserler;İmam Malik’in Muvatta’sı, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i, Kütüb-i sitte, Taberânî’nin üç Mu’cem’i, Ebû Ya’lâ’nın Müsned’i, Bezzâr’ın Müsned’i, İbn Huzeyme’nin Sahîh’i, İbn Ebi’d-Dünya’nın kitapları, İbn Hibbân’ın Sahîh’i, Hâkim en-Nîsâbûrî’nin el-Müstedrek’i, Beyhakî’nin Åžuabu’l-imân’ı veKitâbü’z-zühd’ü ve Ebu’l-Kâsım el-Isbahânî’nin et-TerÄŸîb ve’t-terhîb’inden derlenmiÅŸtir. 

 

     â–ºTerÄŸîb ve’t-terhîb’in özellikleri; Müellif sahih, hasen ve güvenilebilecek zayıflıktaki rivâyetleri “an” harfiyle göstermekle yetinmiÅŸ, ayrıca hadisin saÄŸlamlık derecesini belirtmemiÅŸtir. Kaynaklardan alınan hadislerin sıhhat durumlarına iÅŸaret edilmiÅŸtir. Hadisin “ruviye” lafzıyla rivâyet edilmesi ve sonunda herhangi bir açıklamanın yapılmamış olması hadisin mevzû, çok zayıf veya zayıf olduÄŸuna iÅŸaret eder. Eser mükerrerleriyle birlikte 5.472 hadis ihtiva etmektedir.

 

     â–ºTerÄŸîb ve’t-terhîb’in son durumu; Eser Ahmet Muhtar Büyükçınar, Ahmet Arpa, Durak Pusmaz ve Abdullah Yücel’den oluÅŸan bir heyet tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiÅŸtir

 

2-Riyâzü’s-sâlihîn

 

     â–ºRiyâzü’s-salihîn türü eserlerin amacı;Sahih hadislerin tamamını bir araya getiren kitap telif edilmemiÅŸti. Üstelik Buhârî ve Müslim’in el-Câmiu’s-sahîh’lerinden ancak uzmanları istifade edebilmekteydi. Dolayısıyla Müslümanların hadis bilgisi sadece sahih hadislere dayanmamaktaydı. Onlar sahih, zayıf hatta uydurma haberleri birbirinden ayıramamaktaydı. Bu durum Müslümanların genelini dikkate alan ve sahih hadisleri ihtiva eden kitaplara olan ihtiyacı artırmaktaydı. Riyâzü’s-salihîn ve benzeri eserler bu amaçla kaleme alındı. Ayrıca halk arasında hadis diye yayılmış sözlerin sahih olup olmadıklarını ortaya koyan eserler de aynı amacı taşımaktaydı.

 

     â–ºRiyâzü’s-sâlihîn Tam adı Riyâzü’s-sâlihîn min hadîsi seyyidi’l-mürselîn olan eserde 1.900 civarında hadis bulunmaktadır. Nevevî, bu kitabıyla âyet ve hadisleri esas alarak fert, aile ve toplum planında uyulması gereken prensipleri ortya koymayı amaçlamıştır. 

 

     â–ºRiyâzü’s-sâlihîn’de bulunan hadislerin derlendiÄŸi eserler;Riyâzü’s-sâlihîn’deki hadislerin büyük çoÄŸunluÄŸu Kütüb-i sitte’den alınmıştır. Bunların dışındaki hadisler Mâlik’in Muvatta’ı, Humeydî’nin el-Cem’ beyne’s-Sahîhayn’ı, Ahmed b. Hanbel’in Müsned’i, Hâkim en-Nîsâbûrî’nin el-Müstedrek’i, Dârimî ile Dârekutnî’nin Sünen’lerinden alınmıştır.

 

     â–ºRiyâzü’s-sâlihîn özellikleri; Kitapta hadis metinleri kaynaklarda geçtiÄŸi gibi nakledilmiÅŸtir. Her hadisin sonunda kaynağı verilmiÅŸtir. Eser yazıldığı günden itibaren İslâm dünyasında genel kabul görmüÅŸ, özellikle ilim adamlarının, talebelerin, vaiz ve hatiplerin el kitabı olmuÅŸtur.

 

     â–ºRiyâzü’s-sâlihîn son durumu; Eserin Türkçe’de faklı tercümeleri bulunmaktadır. Mehmet YaÅŸar Kandemir, İsmail Lütfi Çakan ve RaÅŸit Küçük tarafından en son yapılan tercüme aynı zamanda ÅŸerhini de ihtiva etmektedir.

 

HALK ARASINDA YAYGIN OLAN HADİSLERİ TOPLAYAN ÇALIÅžMALAR

 

     ►İsâm tarihi boyunca halk arasında hadis olarak dolaÅŸan birçok söz bulunmaktadır. Bunlar arasında hadis olanlar bulunduÄŸu gibi hadis olmayanlar da vardır. Ayrıca hadis olanların sıhhat durumları da aynı derecede deÄŸildir. Nereden alındığı bilinmeyen, yalan ve iftira olma ihtimali bulunan bu sözlerin gerçek durumunun açığa çıkarılması ihtiyacı ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine halk arasında hadis olarak bilinen bu sözlerin gerçek durumlarını tespit etmek amacıyla birçok müstakil çalışma yapılmıştır.

 

     â–ºBu kitaplarda Arap dilindeki yaygın sözler ele alınır. Bu Arapça sözlerin bir kısmı tercüme edilerek Türkçe’ye de geçmiÅŸtir. Bu nedenle Türkçe’deki hadis diye meÅŸhur olan sözleri bu kitaplardan arayabilmek için bunların Arapçalarının bilinmesi zorunluluÄŸu vardır. Bunlar arasında Sehâvî’nin(ö. 902/1496)el-Mekâsıdü’l-hasene ve Aclûnî’nin(ö. 1162/1749)KeÅŸfu’l-hafâ’sı en tanınmış olanlarıdır.

 

Halk Arasında Yaygın Olan Hadisleri Toplayan Çalışmalar

Mekâsıdü’l-Hasene                          KeÅŸfu’l-Hafâ

 

1-el-Makâsıdü’l-hasene

 

     â–ºTam ismi el-Makâsıdü’l-hasene fî beyâni kesîrin mine’l-ehâdîsi’l-müÅŸtehire ale’l-elsine’dir. Sahih, zayıf, hatta mevzû olmakla beraber halk arasında meÅŸhur olan haberlerin bir araya getirilerek derlendiÄŸi en önemli kaynaklardan biridir. Eserde halk arasında hadis diye meÅŸhur olan 1.356 söz alfabetik olarak incelenmektedir.

 

     â–ºel-Makâsıdü’l-hasene’nin özellikleri; Eserde her rivâyet, baÅŸ taraftaki sıra rakamını takip eden “hadis” kelimesiyle baÅŸlamaktadır. Rivâyetin baÅŸ tarafından kısa bir bölüm alınmakta, metnin peÅŸinden kaynakları zikredilmekte ve haberin durumu ile ilgili açıklamalar yapılmaktadır. Zikredilen sözlerin senedine veya aslına ulaşılmışsa geçtiÄŸi kaynaklara iÅŸaret edilmektedir. Sıhhat derecesi açıklanmakta, âlimlerin bu söz hakkındaki söyledikleri zikredilmektedir. Zikredilen sözün senedi hiçbir hadis kitabında da bulunmamışsa, bu duruma iÅŸaret etmek üzere “lâ asle leh: aslı yoktur” ifadesiyle iÅŸaret edilmektedir. Alfabetik olarak sıralanan yaygın rivayetler, herhangi bir açıklama yapılmadan eserin sonunda ayrıca konularına göre de sınıflandırılmıştır.

 

     â–ºel-Makâsıdü’l-hasene’nin son durumu; el-Mekâsıd, Sehâvî’nin talebesi İbnü’d-Deyba’(ö. 944/1537) tarafından Temyîzü’t-tayyib mine’l-habîs fimâ yedûru alâ elsineti’n-nâs mine’l-hadîs adlı kitabında ihtisar edilmiÅŸtir.

 

2-KeÅŸfu’l-hafâ

 

     â–ºKeÅŸfu’l-hafâ ve muzîlu’l-ilbâs amme’ÅŸ-tehere mine’l-ehâdîs alâ elsineti’n-nâs olan kitab Aclûnî’ye aittir. Halk arasında hadis diye dolaÅŸan sözlerin hadis olup olmadığını ortaya koymak amacıyla yazılmış en hacimli eserdir. Sıra sayısını ifade eden rakamlardan sonra yaygın sözler, parantez içinde, alfabetik olarak, senedsiz bir ÅŸekilde, sadece sahâbî ve hadisi yer aldığı kitabın müellif isim zikredilerek sıralanmaktadır. Eserin son kısmında el-Mekâsıd’da olduÄŸu gibi incelenen sözlerin konularına göre bir fihristi bulunmaktadır.

 

     â–ºKeÅŸfu’l-hafâ’nın özellikleri; Eser temelde el-Mekâsıdü’l-hasene’ye dayanmaktadır. Ancak ondaki uzun sened nakillerini kısaltılmış, hadisi kitabına alan müellif ve sahâbî râvisine iÅŸaret etmekle yetinmiÅŸtir. Ayrıca konuyla ilgili kendisinden önceki kaynaklardan da ilâveler de bulunmuÅŸ ve hangi eserlerden alındığını ifade etmiÅŸtir. Genellikle zikredilen sözlerin sıhhatiyle ilgili âlimlerin görüÅŸleri kaydedilmiÅŸ ve deÄŸerlendirmeler yapılmıştır. Eserde 3.281 meÅŸhur söz incelenmektedir. Müellif, sözün hadis olmadığını “leyse bi hadîs: Bu hadis deÄŸildir” ifadesiyle belirtir. “Sahâbî sözüdür”, “âlimlerden birinin sözüdür” veya “hikmetli sözdür” gibi ifadelerle sözün kaynağını tesbite çalışır. Aclûnî eserinde bazı âlimlerin mevzû kabul ettiÄŸi rivâyetleri savunduÄŸu gerekçesiyle eleÅŸtirilmiÅŸtir.

 

Sened ve/veya Metninin MüÅŸterek Özelliklerine Göre Sınıflandırmalar

 

1. Müsned

 

     â–ºHz. Peygamber(s.a.v)’e kesintisiz(muttasıl) bir senedle nispet edilen hadise(merfû ve muttasıl hadîse) denir. Hâkim en-Nîsâbûrî’in(ö.405) yaptığı bu tanım, terimin en meÅŸhur tanımıdır. Bu terimi farklı ÅŸekilde tanımlayan âlimler de vardır.  İbn Abdilber’e(ö.463) göre musned -senedi ister muttasıl, ister munkatı’ olsun- Hz. Peygamber’e nisbet edilen hadis demektir. Bu terimi el-Hatibu’l-BaÄŸdadi(ö.463) ise, senedinde râvî düÅŸmesi bulunmayan hadis olarak tanımlamıştır.

 

2. Müdrec

 

     â–ºSened veya metnine, aslında bulunmayan bir ÅŸey eklenmiÅŸ olan hadîse denir. Bu eklemeler senedde de metinde de olabilmektedir.

 

Önemli: Bir hadise, nasıl olursa olsun, aslında olmayan bir ÅŸeyin eklenmesi caiz deÄŸildir. Bunu bilerek yapmak haramdır. Yanlışlıkla yapılan eklemeler, yapan râvînin zabt eksikliÄŸini, bilerek yapılanları ise adalet eksikliÄŸini gösterir. Mudrec hadis bu yönlerden zayıf olur. Ancak, garib kelimelerin açıklaması ÅŸeklindeki eklemeler ile kolaylıkla fark edilebilecek görünüÅŸteki bazı eklemeler hadisin sahihliÄŸine zarar verici görülmemiÅŸtir. Bu sonuncularda, denebilir ki, râvînin zabt hatası deÄŸil, anlama hatası söz konusudur. Burada, zaman zaman müdrecle karıştırılan ziyadetü’s-sika konusuna da önemlidir.

 

     â–ºZiyadetü’s-sika; Sika râvînin ziyadesi anlamına gelir. Yani bir hadisi aynı hocadan rivayet eden sika râvîlerden birinin, arkadaÅŸlarından ayrı olarak bir fazlalıkla rivayet etmesine ve rivayet ettiÄŸi bu fazlalığa denir. Bu fazlalık, en azından söz konusu sika râvînin iddiasına göre, hadisin aslındandır, ona sonradan yapılan bir ekleme deÄŸildir. Farklı görüÅŸlerde olanlar varsa da âlimlerin cumhuru sika râvînin ziyadesini makbul yani hadisin aslından saymışlardır. Dolayısıyla sikanın ziyadesi müdrecden farklıdır ve müdrec sayılmaz. Müdrec ile aralarındaki en temel fark müdrecteki ilave aslında olmaması gereken bir ilavedir. Râvî veya ondan alanlar tarafından hata sonucu hadise eklenmiÅŸtir. Sika’nın ziyadesinde ise ilave hadisin aslında olduÄŸu gerekçesiyle bilinçli olarak yapılmaktadır.

 

ÖRNEK SORU-1

AÅŸağıdakilerden hangisi müksirun(1000 den fazla hadis rivayet eden Sahabe )arasında yer almaz?

A)Abdullah İbn Omer

B)Ali b. Ebu Talib

C)Hazreti AiÅŸe

D)Ebü Said el-Hudri

E)Abdullah İbn Abbas

 

ÖRNEK SORU-2

"Muhacirler, çarşıda ticaretle, ensariler, baÄŸ ve bahçelerinde ziraatle uÄŸraşırlarken, (ben), karın tokluÄŸuna Hazreti Peygambere hizmet ediyor ve hadis topluyordum; baÅŸkalarının bilmediÄŸi ÅŸeylere ÅŸahid oluyordum" sözünün sahibi ve Hz. Peygamber’den en çok hadis rivayet eden sahabi ÅŸağıdakilerden hangisidir?

A)Abdullah İbn Omer

B)Ebu Hureyre

C)Ebü Said el-Hudri  

D)Hazreti AiÅŸe

E)Abdullah İbn Abbas

 

ÖRNEK SORU-3

 

Hz. Ömer Hacerü’l-esved’i öptükten sonra ‘’Biliyorum sen taÅŸtan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸilsin. Ne fayda ne de zarar verebilirsin. Ama ben Resûlullah’ı (s.a.v.) seni öperken gördüÄŸüm için öpüyorum" demiÅŸtir (Buhârî, Hac 50, Hadis no: 1597).

Hz. Ömer’i bir taÅŸ parçasını öpmeye zorlayan sebep aÅŸağıdakilerden hangisi olabilir?

A)Taşın cennetten çıkması

B)Allah Resülüne itaat etme düÅŸüncesi

C)Haccın bir ritüeli olması

D)Taşı öpmenin vacip olması

E)Taşı öpmenin hastalıklara iyi gelmesi

 

Ayrıntılı bilgi için : BURAYA TIKLAYIN

 

NOT

KİTAPLARIMIZ HAKKINDA DAHA AYRINTILI BİLGİLERİ YAZARLARIMIZA SORABİLİRSİNİZ.

 

Hasan TEKİN.0.535.820.33.32                     Sabri BENLİ.0.531.471.17.1

Ad Soyad

Mesajınız


Telefon
E - Posta Adresiniz